Fiziksel Aktivitelerin Sağlığın Üzerindeki Etkileri
Sağlığın korunması ve geliştirilmesi, hastalanmamak ve kaliteli bir yaşam sürdürmek için bireyin bedensel ve ruhsal yönden doğuştan sahip olduğu potansiyeli güçlendirmesidir. Bunun için günlük yaşamda düzenli olarak fiziksel aktivite yapılması önemli yer tutar. Fiziksel aktivite enerji harcamak amacıyla kas ve eklemlerle yapılan tüm vücut hareketlerinden oluşur. Yürüyüş yapma, koşma, yüzme, bisiklete binme ile omuz, kol, bacak, baş ve gövde hareketleri bunlara örnek olarak verilebilir. Dans etmek, oyun oynamak ve merdiven çıkıp inmek gibi etkinlikler de fiziksel aktivite olarak kabul edilebilir. Ancak maraton koşusu ya da rekabete dayalı sporların yapılması bu kapsamda değerlendirilmez.
Egzersizler, düzenli olarak yapılan vücut hareketlerini içeren fiziksel aktivitelerdir. Spor ise kişisel veya toplu yarışlar biçiminde yapılan, bazı kurallara göre uygulanan beden hareketlerinden oluşur. Bunlar, insanın kan dolaşımını ve metabolizmasını hızlandırır, kilo almasını önler. Kas ve eklemlerin koordineli çalışmasına destek olur. Vücudun şekillendirilerek sağlıklı ve dinç olmasını sağlar. Hareketsiz bir yaşam sürdürme obezite, kalp-damar, kas ve eklem hastalıkları ile hipertansiyon, diyabet, osteoporoz gibi rahatsızlıkların ortaya çıkma riskini artırır.
Fiziksel aktivite ve spor etkinliklerine katılmak zihinsel yönden insanın stresini azaltarak kendini mutlu hissetmesini sağlar. Depresyon ve kaygı bozukluğu riskini azaltır. Öz güveni artırır. Öfke kontrolüne yardımcı olur. Sosyal yönden ise kişinin iletişim becerilerini geliştirir. Grupca yapılan fiziksel aktiviteler ve spor, arkadaş edinmeyi ve sosyalleşmeyi sağlar.
Birey, yaşamının her döneminde fiziksel aktivitede bulunmalı ve kendisine uygun bir spor dalı ile ilgilenmelidir. Bu, çocukluktan itibaren alışkanlık hâline getirilmeli ve yaşam boyu sürdürülmelidir. Çünkü genç yaşta edinilen hareketsiz bir yaşam alışkanlığı çeşitli hastalıklara ve erken ölüme yol açar. Bu nedenle fiziksel aktiviteler günlük yaşama yansıtılmalıdır. Ancak bu konuda şunlara dikkat edilmesi gerekir:
• Egzersize başlamadan önce hekime danışılmalı, onun önerileri doğrultusunda fiziksel aktivite seçilmelidir.
• Fiziksel aktivite ve spor yapma alışkanlıkları yeterli ve dengeli bir beslenme düzeni ile desteklenmelidir. Egzersiz öncesinde aç ya da tok olunmamalı ve yeterli su içilmelidir.
• Araç kullanılıyorsa mümkün olduğu kadar uzağa park edilmeli ve yürünmeli, yürüyüş için bütün olanaklar kullanılmalıdır. Toplu taşıma araçları kullanılıyorsa eve veya iş yerine giderken otobüsten birkaç durak önce inerek geri kalan yol yürünmelidir.
• Yapılan egzersize uygun kıyafet ve ayakkabı giyilmelidir.
• Arkadaşlarla beraber yapılabilecek aktivitelere katılınmalıdır.
• İş yeri, mahalle, okul vb. yerlerde düzenlenen spor turnuvalarına katılınmalıdır.
• Fiziksel etkinlikler ve spor aşamalandırılarak artırılmalıdır.
• Bir haftada beş veya daha fazla gün, yarım saat, orta yoğunlukta fiziksel aktivite yapılmalıdır. Günlük çalışma, fiziksel aktivite, spor vb. durumlar insanda yorgunluğa neden olur. Yorgunluğun giderilmesi için uyku ve dinlenmeye yeterince zaman ayrılmalıdır. Uyku doğal bir dinlenme biçimidir. Düzenli uyku, beden ve ruhu dinlendirir. Uykusuzluk kişide pek çok sağlık sorununa yol açar. Bu nedenle ortalama olarak yetişkinler günde sekiz, çocuk ve ergenler ise dokuz, on saat uyumalıdır.
Uykunun yanı sıra gün içindeki aktiviteler yapılırken de iki-üç saat arayla on beş yirmi dakika kadar dinlenilmelidir. Dinlenme, kişinin çalışma veriminin artırılmasında etkilidir.
Enerji içecekleri, vitamin hapları ve protein tozu gibi besin takviyeleri spor yapan insanların tercih ettiği ürünlerdir. Ancak bu ürünler hekim kontrolü dışında ve bilinçsizce tüketildiklerinde vücuda zarar verir.
Enerji içeceklerinin bilinçsiz ve aşırı tüketimi, kalp ritmi bozukluklarına yol açar. Çarpıntı, yüksek tansiyon, kalp krizi, bilinç kaybı ve ani ölümlere neden olur. Bu ürünlerin alkolle birlikte tüketilmesi de aynı sonuçları doğurabilir. Bu içeceklerde bulunan yüksek miktardaki şeker, obezite hastalıklarına yol açabilir.
Protein tozlarının içeriğinde yoğun miktarda aminoasit bulunur. Bu ürünlerin aşırı tüketimi vücutta elektrolit dengesinin bozulmasına, kanda potasyum oranının düşmesine ve kalsiyum kaybına neden olur.
Vitamin haplarının aşırı tüketimi bazı vitaminlerin vücutta birikmesi sonucu hipervitaminoza neden olur. Hipervitaminoz yağda eriyen ADEK vitaminlerinin çok uzun süre, aşırı miktarda tüketilmesi sonucu ortaya çıkan zehirlenme durumudur. Bu durum karaciğere ve böbreklere zarar verir. D vitaminin, fazla alınması damar sertliğine, böbrek taşı oluşumuna yol açar. Suda eriyen vitaminlerden C vitamininin fazla alınması ise mide asidini artırır. Böbreklere zararlıdır.
Bu nedenlerden dolayı enerji içecekleri, protein tozu, vitamin hapları yerine doğal besinlerle yeterli ve dengeli beslenilmelidir.